kalem kirma, yastik yumruklama,ciglik atma yahut duvara kafa vurma raddesinde bir asabiyet her tür bünye için sakincali bir ahvaldir.

Monday, December 30, 2002

hayatýma giren bütün erkeklerin kafasýný kopartmak istiyorum. klasik dimi? öyle sanýn siz.

Monday, December 23, 2002

ders çalismak isteyip de basaramayainca vicdan azabi duymaktan nefret ediyorum.

Thursday, December 19, 2002

biraz çabayla kolayca çözülebilcek -aslinda sorun bile olmayan- sorunlari ilkokuldna kalma utangaçliklarla ignore ederek hem karsi tarafi asagilayan, hem de karsi tarafin bozuldugunu farketmesine ragmen bu konuda israrla birsey yapmamaya devam ederek sorun bile olmayan seyleri igrenç yapiskan meseleler haline getirerek beni yipratan -bu derece bi umursamazlikta bi insan yipranamayacagi için kendisi de yipranmayan- insanlardan nefret ediyorum.
nefret bile etmiyorum.

Tuesday, December 10, 2002

ayrýca icqda kafasýný skebilceem kimse olmamasýndan da tiksiniyorum.
evde sýcacýk battaniyelere sarýnýp oturmak varken geçen hafta girmediim bilgisayar dersine girmek için bu havada maslaða gelmekten, botlarýmý bulamadýým için dandik ayakkabýlarýmý giydiim için þu an çoraplarýmýn ýslak ve benim donuyo olmamdan, bu kadar kasýp gelmiþken ders saatini 15 dakika geçmesine raamen iirenç çirkin korkunç hocanýn gelmemiþ olmasýndan ve hatta dersin iptal olma ihtimalinden, yarýn iki vizem olmasý ve yarýnýn tatil olmamasý fikrinden ve hayatýn þu an gözüme bu kadar çirkin görünmesinden nefret ediyorum.

Wednesday, December 04, 2002

iftar öncesi trafiðinden ve sonunda bayram olduðu için ve de iftar saati trafiksizliði ortadan kalkýcaaiçin ramazanýn bitmesinden nefret ediorum.

Tuesday, December 03, 2002

lazer pointerlardan, misafir çocuklarýndan ve hatta pointerla kedime iþkence eden misafir çocuklarýndan.

Monday, December 02, 2002

ilkokul hatýra defterlerine yazýlan manilerden nefret ediorum.
igrenç kafiyeler var yüzyillardir kullanilagelen ve insanlarin hala kullnamaktan bikmadiklari:

o ne güzel gözlerin, haldir huldur sözlerin...
olmadi yar , su testisine dolmadi yar -bu eski diil aslinda ama yine de çok igrenc-
hedeleri hödölere ekledim, yillar yili ucuz ekmek bekledim...

bu ve benzeri tüm kafiyelere onulmaz bir nefret duyuyorum.

Friday, November 29, 2002

492349303 yaþýnda olmama raðmen varislerim olmasýndan nefret ediorum. bi türlü kendimi mutlu edemio olmamdan nefret ediorum.cuma gecesi evde kalmak istiycek kadar mutsuz hissetmekten nefret ediorum. yaþadýým þu hafta ve hatta þu seneden nefret ediorum bitsin istiorum. daha ötesini düþünmiycek yapýda olmaktan nefret ediorum. nefret ediorum. evet.
kendime mutsuz olma hakkýný tanýmamaktan nefret ediyorum. sevgi kelebeði diilim ben mutsuz olabilirim her an hem çok sýkýldým.

Wednesday, November 27, 2002

saf bir nefret bu içimdeki, hayata zamana mekana ve insanlara ve yasayan her türlü varliga karsi, hiçbir ayrim gözetmeksizin.

Tuesday, November 19, 2002

adI:dilek soyadI:- kodadI: sey
cinsiyeti: hermafrodit
yasI:18-20 boyu:1.85m kilosu 62
saç rengi katran karasI saç sekli:igrenç
göz rengi: henüz gözlerinin içine bakamaya cesaret edebilen olmadI
burun sekli:gargamel
diger fiziksel özellikleri:siyah bIYIklar, boyun bölgesinde sakallasma, avarelvari bir durus, bos bakislar, suratta anlamsiz bir gülümseme
geldigi yer:bilinmiyor habitat:itü elentrik-elentronik fakültesi binasI
deam edicek...

Monday, November 18, 2002

sesim kýsýldýýndan konuþamýyorum bitti miii bitmediii diþimin aarýyo feci bitti miii bitmediii karným aarýyo acaib ve bu yüzden kustum. bitti. nefret nefret nefret.

Monday, November 11, 2002

elimde olsa, mümkün olsa gerilip gerilip kocaman bi uçan tekme atardim kendime,
bi de kafa çakardim böyle cilasi olsun.
aklini basina topla derdim.
bütün sinirimi kendimden çikarirdim.

Saturday, November 09, 2002

manikür denen proses den nefret ediorum.

Friday, November 08, 2002

IsInlanmanIn henüz icat edilmemis olmasindan.
götambokyarrakaptalsalakgerizekalidallamahiyarorospuibnesikbeyinbokkafaamcikagiz
üff, tövbeee, ramazan ramazan biliorum ama pardon ya.

Thursday, November 07, 2002

yanlýþ yere blog yazxmaktan nefret ediorum

Wednesday, November 06, 2002

bir anda farketmeden ev-okul döngüsüne girmekten, arada yaptigim ufak tefen seylerin beni kesinlikle tatmin etmemesinden, havanin saat altida kararmasinin getirdigi inanilmaz depresyon duygusundan ve elektrik makinalari sinifimdaki sayilari 4e çikmis olan, benim 2 kat daha fazla sIkIlmama ve dersin uzamasina sebep olan embesiller ordusundan nefffret ediorumm.
rrrröüfff.

Tuesday, November 05, 2002

aa ne bu simdi sevgi falan? hani nerde nefret? nerde elinde sigara söndüren, dudagini isirip kanatan, saçini basini yolan saf nefret ve bilesenleri? nerde kan? nerde dehset? elmayra sevgisi falan mi yani o kadar seviorum ki sIkIp öldürmek istiorum mu? yoksa en büyük nefretimden en büyük askim mi dogdu?
sevginin sonsuza gittigi yerde nefret mi baslior acaba ve bu yüzden her sevgi bir nefret midir degilse nedir? ama bi insan etinin yulafli pisküvütünü ne gada sevebülü?
bi seferde bu kadar çok soru sorabilme yetenegimin oldugunu bilmiodum. biliyormuydum yoksa?
eti nin yulalfý bisküvisini çok seviyorum. kahvenin yanýnda kolanýn yanýnda. seviorum. bide mantarlý tavuk seviyorum. tavuk seviyorum zaten. geçen gün south park ta tavuk beceren bi kütüphaneci vardý. dünkü filmde de natalie portman ýn aþýk olduu bi kütüphaneci vardý ki ona ben de aþýk olabilirdim. kývýrcýk saçlarý vardý. küçükken benimde saçlarým kývýrcýkmýþ sona dümdüz olmuþ. simgenin saçlarý kývýr böle bukle bukle çok güzel. dün doom günüydü ama ayýn kaçý oldunu yeni farkettiim için bu gün aradým. tuçenin de doom günü yarýn. onu aramalý mýyým? onun da saçlarý çok güzel kývýrcýk ama o hep düz saç sever. geçen sene doom günü ne kadar olaylý geçmiþti. bütün o olanlaýrn üstünden bu kadar zaman geçmesi ve olaylarýn kahramanlarýnýn hayatýmýn çok uzaklarýnda olmalarý çok güzel bi his.
parmaamdaki irenç seçim boyasýnda ve sonuçta verdiim oyun bi boka yaramamýþ olmasýndan nefret ediorum. bi de kulaamýn býcýk býcýk yapmasýndan, boazýmýn aðrýmasýndan, burnumun akmasýndan, üþümekten, terlemekten, bu totoþ hastalýýn bünyeme soktuu her türlü edepsizliktne nefret ediyorum. topunun köküne kibrit suyu.

Sunday, November 03, 2002

hiçbirseyin sandigim gibi olmamasindan, zamanla buna alisip hiçbirseye güvenememekten, sonunda yine dayanamayip korkarak da olsa bir kere daha denemekten ve bi kez daha ve her seferinde daha sert bir sekilde hiçbirseyin sandigim gibi olmadigi gerçeginin suratima çarpmasindan, bu süreç ne kadar sIk tekrarlanirsa tekrarlansin bir süre sonra yine ayni seyi yapacagimi bilmekten nefret ediyorum.
bigün uykusus kaldýým ya da aaladýým zaman ondan soonaki 5 gün gözlerim þiþ dolaþmaktan ve pazar günleri evde oturup ders çalýþmak zorunda olmaktan nefret ediyorum

Thursday, October 31, 2002

fýrtýnadan daaaa, öncesi sessizlikten deeee, sonasý uyuþukluktan daaaa, sebebinden deeee, sonucundan daaaaaa, topunda nefret ediorum böle içten gelen aðýz dolusu küðfürler edesim gelio, tutuorum kendimi. çek fýrtýna çeeeeekkk, çek ulan ellerini arkadaþlarýmýn üzerinden! yiosa bana sataþ telekýz seni!
travesti görünümlü kizlardan nefret ediorum, iki tane var okulda biri kantinde calisio o kadar korkunç diil ama kocaman; bi de is hukuku dersin var bi tane, onu görmeyecegim yerlere oturarak kurtuluoum simdiye kadar ama bugun geldi önüme oturdu hicbisi yapamadim, bi de arkasini dönüp defter falan istedi benden o kadar nefret ettim ki böle sempatiklik falan yabmaya calisti, gülünce daha da korkunç oldu nefret ettim.
ama simdi düsündüm de nefret etmekten cok, korkuorum sanirim ben bunlardan, ama nefret de ediorum tabi.
ben yabdýým maskenin iyi gelmek yerine yüzüme manasýz sivilceler hedie etmesinden, ve ben bakýmlý olucam die kastýkça giderek bi katastrof gibi görünmekten nefret ediorum.

Wednesday, October 30, 2002

benim bi nefretim var cocugun teki, iki dersimde birden olan -bkz.: HAFIZA KAYBI- , dilekten bile daha cok nefret ediorum sanirim ondan ki -itülüler bilir gerci- ileriki bloglardan birinde bahsedince anlicaksiniz ne kadar nefret ettigimi.
durup durup gerzek sorular soruyo ama yani soru bile degil, her lafi o kadar büyük bir gerizekalilik potansiyeli tasiyo ki edicek hakaret sölicek küfür bulamiorum, bi gün direk koyucam kafayi sanirim.
bok kafali.
takidan öle bi nefret ediorum ki ben akliniz hayaliniz durur yani.
ben haftanin nefertitisi ödülünü kapluma vermek istiorum oylama bile yapmadan. cirmigin nefreti de iyidi ama bence kaplum nefretini bütün hücrelerinde hissedebilme ve bunu kelimelere -küfürlere?- dökebilme açisindan daa basariliydi.
bi de..
bayat eti markizden
mideme oturan bi adet baba mahsülü ýspanaklý börek dilimi sonasý parmaamý mideme kadar sokmama raðmen kusamamaktan nefret etmekteyim
resmi tatil olmasýna raðmen sabahýn bi köründe beni iþe çaaran üstleiki bunu utanmadan bi pazar bi ptesi bi de salý günü yapan hem de üstüne üstüne saat tam 2200 a kdar beni souk binada gerizekalý amelelerin iþlerini bitirmesini izlemem için satlerce boþ boþ bekleten ondan öncesinde de inþaat pislii temizletip aðýr aðýr eþyalarý yerleþtirten orosðu çocuðu patronumdan , beni kesinlikle merak etmedii her halinden belli olan sadece ben aradýýmda sesimi duyan malum kiþiden, böle cehennemden çýkma bi günden sona beni kendi odamda kendi bilgisaarýmda üstelik bi de odamdan kovarcasýna benim vcd lerimden birini izleyerek karþýlamaya bile tenezzül etmeden sallamayan sona da "kalk çok yorgunum yarýn izlersin filmi" dediimde 41 dak oldu sen git dierek beni kendi odamdan (benim kendime ait olan bu oda) kovan ayný þeyi bi de dün yapan ve benim üstelemeyip odamý ona býrakýp kös kös onun odasýnda uyumaya gittiim kardeþimden, beklediim zaman asla gelmemeyi itinayla her seferinde baþaran 15F beykoz-kadýköy otobüslerinden, bi kere daha gecenin bu saatinde bizi karanlýk kampüsün orta yerinde göt gibi býrakýp amelelere yavþaarak -iþalla- göt verme pahasýna onlarýn arabasýyla sýcacýk bi þekilde evine dönen ibne patronumdan, saat 2300 iken ve evime ulaþmak isterken bindiim dolmuþun evimin önünden geçmemesine sebep olmak için yaratýldýýný düþündüüm ve illa da moda da inmek isteyerek dolmuþun rotasýný deiþtirten beyni hamamböceinkinden küçük kadýndan ve herkesten herþeyden ayrýca tüm erkeklerden -çünkü beyzanýn sewgilisi ondan ayrýldý- NEFRET ETMEKTEN BÝLE ÖTE TÝKSÝNÝYORUM ARTIKKKKKKKKKKKKKKKKKKK

Tuesday, October 29, 2002

yani ama uf ama neden artik ben ama yetti artik bitsin yani baslasin belki ama lütfen bak sarhos da olduk nie olmuo ayikken mi olsun peki oyle olsun ama olmadi da biliorus bunu ben artik lütfen nolursun ben yoruldum ben nerdeyse nefret edicem artik yaptirtma bunu bana nolursun ya üf mantikli da düsünemiorum ki ne diyim ki aslinda nefret de etmiorum ama iste yoruldum sIkIldim yani artik lütfen
nfrtediorm.
yavrum evladim biz burayi sen "ben buraya yazmadim yazmicam da ama sunu yapalim ama bunu yapalim" de diye acmadik ki ama aaa.
yani varsa bi derdin çikisa gel. hadi gel gel.
yani at bi mail hesaplasalim dimi ama aaa.
olmuyo bak. cik cik yapiorum sana ama istedigim gibi olmuo kus ötüsü gibi oluyo.
neyse artik anladin sen.

Sunday, October 27, 2002

burnumun akmasýndan ve yaroýn sabah erken kalkmak zorunda olmaktan nefret ediyorum. bi türlü olimpos tatili blogýný açamadýðým için kendimden nefret ediyorum.

Saturday, October 26, 2002

belirsizliklerden nefret ediyorum. ama düsündüm de simdi belirsizlikler de olmasaydi çok monoton olurdu hayat. demek ki aslinda nefret etmiomusum ben belirsizliklerden ama yani ediyorum baya nefret aslinda
bi tür love-hate relationship olsa gerek bu.
nefret edip edemedigime tam olarak karar verememekten nefret ediorum.
love-hate relationshiplerden nerfet ediorum.
bokum dondu lafýndan nefret ediyorum. barýþýn sýrf beni uyuz etmek için bokum dondu demesinden de nefret ediyorum. kalksýn bu laf artýk daðarcýklardan.

Wednesday, October 23, 2002

kafamý kopartmak istiyorum.

Tuesday, October 22, 2002

sabahleyin cok mutluyum ulan ne kadar mutluyum nie bu kadar mutluyum ya ben alla alla, bi yanlislik var bu kadar mutlu olmamaliyim kesin aksama patlicak bu beni gotumde die dusundukten sonra aksamleyin bu cikarimimda hakli oldugumu gormek
her post dan sonra bi de þundan nefret ediyorum die söze baþlýycak kadar çok þeyden nefret etmekten nefret ediyorum.
bi de havanýn kötü olduðu günler migrenli uyanmaktan, azýcýk yorgun olunca gözlerimin altýnýn morarmasýnda, bu morluklarýn zaman zaman insanlarýn dayak yediðime inanmalarýný saðlayacak kadar abartmalarýndan, evde oturmak varken almanca dersine gitmek zorunda olmaktan ve ayrýca onun okumasýný da yapýcak olmaktan nefret ediyorum.
koala olmamak, karnýbaharýn piþme kokusu, lise mezunlar derneðinin alakam olmayan olaylara þevkle katýlmam için beni ikna etme çabasýndaki eciþ bücüþ neþeli ve heyecanlý görünmeye çalýþan ama içi geçmiþ maillerinden nefret ediyorum.
ama nefret ve galba kelimeleri yanyana hiç olmadý biliyorum neese artýk.
sabahlarý baþýmýn aarýmasý. evde süper yaymak yerine okulda olmak. 24 saat uuyamamak. ayý olmamak. bunnardan nefred ediyorum ben galba.
çöp kokusu, matkap sesi, pepsi kola, tahtaya tirnak sürtme sesi, panik yapan insanlar, kokan insanlar, sivri burunlu çizmeler, kabak tatlisi pisme kokusu, elinde bozuk para yada anahtalik sikirdatan insanlar, her tür taki.

Monday, October 21, 2002

bu yeni naçizane sitemiz genç bünyelerin raahtca nefretlerini -etrafi kirletmeden ve kokutmadan- kusabilmeleri amaciyla 1233482'nin üzerinde alaska ayisinin yillar süren çabalari sonucu hazirlanmistir. alaska ayilari bu konuda içten bir tesekkürü haketmektedirler.
hayatinizdaki herhangi birseye sinirlendiginizde bu siniri bu sayfadan cikarabilirsiniz, kendisi gayet mülayim ve sakin olmak üzere planlanmistir, her türlü hakaretinizi, küfürünüzü ya da yaraticiliginizi kullanarak gelistirebileceginiz her türlü nefretsel disavurumu kaldirabilicek mahiyettedir. bu sebeple lafinizi sakinmayiniz, içinizi dökünüz ve tümn gücünüzle kafa atiniz bu sayfaya. rahatladiginizi göreceksiniz. Yapmamaniz gereken tek sey ise alaska ayilarina küfür etmemek.-yazik hayvanlara o kadar ugrastilar bakin.-
bunun disinda atis serbest.